Deyimler, yüzyıllardır söylenen sözlerdir. Bu sözler anlamlara sahiptir ve yaşanmışlıklardan, tecrübelerden doğmuştur. İnsanların tespitlerinden doğan deyimler bize ders ve bilgi verirler. Bu yazıda 10 tane deyim ve anlamı verilmiştir.
Abuk subuk konuşmak: Bir kişinin, düşünmeden, tutarsız ve saçma sözler söylemesidir. Birbiriyle ilgilisi bulunmayan sözler. Örneğin: "Abuk subuk konuşmalarını kendine sakla."
Açık kapı bırakmak: Olayları veya herhangi bir şeyi kesip atmamak, daha ılımlı davranmak ve yeri gelirse diye geri dönme imkanı bırakmak. Örneğin: "Şu an sinirliyim, açık kapı bırakalım daha sonra uzunca tartışırız."
Açık saçık: Terbiyeye aykırı durumlarda söylenen sözdür. Örneğin bir konu, fıkra, elbise veya film hakkında.
Kabir azabı çekmek: Bir durumda çok sıkıldığında, eziyet çekildiğinde söylenen sözdür. Örneğin: "Film o kadar sıkıcıydı ki, resmen kabir azabı çektim."
Kabına sığamamak: Mutluluktan ve sevinçten yerinde duramamak, taşkın hareketler yapmak. Örneğin: Sınavı kazandığını duyunca kabına sığamadı."
Naza çekmek: Herhangi bir durumda isteksiz gibi davranmak, yapmacık hareketlerle geri çekmek. Ağır satmak. Örneğin: "Bu iş görüşmelerinde Ayhan bey kendini naza çekiyor."
Sabahın köründe: Sabahın erken saatlerini, ortalığın henüz aydınlanmadığını belirten deyimdir. Örneğin: "Sabahın köründe sınava mı gideceğiz?"
Habbeyi kubbe yapmak: Önemi bulunmayan bir şeyi, olayı büyültmek, mesele haline getirmek. Örneğin: "Habbeyi kubbe yapmayı bırak da gerçekleri anlat."
Ocağına düşmek: Birine ihtiyacı olması, yardım etmesi için yalvarmak. Örneğin: "Ocağına düştüm, bu seferlik yardım et."
Ecel teri dökmek: Korkmak, heyecandan terlemek. Korku içerisinde olunan durumlarda kullanılır. Örneğin: "Dağdaki bozuk yollardayken resmen ecel teri döktük."
Abuk subuk konuşmak: Bir kişinin, düşünmeden, tutarsız ve saçma sözler söylemesidir. Birbiriyle ilgilisi bulunmayan sözler. Örneğin: "Abuk subuk konuşmalarını kendine sakla."
Açık kapı bırakmak: Olayları veya herhangi bir şeyi kesip atmamak, daha ılımlı davranmak ve yeri gelirse diye geri dönme imkanı bırakmak. Örneğin: "Şu an sinirliyim, açık kapı bırakalım daha sonra uzunca tartışırız."
Açık saçık: Terbiyeye aykırı durumlarda söylenen sözdür. Örneğin bir konu, fıkra, elbise veya film hakkında.
Kabir azabı çekmek: Bir durumda çok sıkıldığında, eziyet çekildiğinde söylenen sözdür. Örneğin: "Film o kadar sıkıcıydı ki, resmen kabir azabı çektim."
Kabına sığamamak: Mutluluktan ve sevinçten yerinde duramamak, taşkın hareketler yapmak. Örneğin: Sınavı kazandığını duyunca kabına sığamadı."
Naza çekmek: Herhangi bir durumda isteksiz gibi davranmak, yapmacık hareketlerle geri çekmek. Ağır satmak. Örneğin: "Bu iş görüşmelerinde Ayhan bey kendini naza çekiyor."
Sabahın köründe: Sabahın erken saatlerini, ortalığın henüz aydınlanmadığını belirten deyimdir. Örneğin: "Sabahın köründe sınava mı gideceğiz?"
Habbeyi kubbe yapmak: Önemi bulunmayan bir şeyi, olayı büyültmek, mesele haline getirmek. Örneğin: "Habbeyi kubbe yapmayı bırak da gerçekleri anlat."
Ocağına düşmek: Birine ihtiyacı olması, yardım etmesi için yalvarmak. Örneğin: "Ocağına düştüm, bu seferlik yardım et."
Ecel teri dökmek: Korkmak, heyecandan terlemek. Korku içerisinde olunan durumlarda kullanılır. Örneğin: "Dağdaki bozuk yollardayken resmen ecel teri döktük."
